Herkese merhaba ben Prof. Dr. Suat DOĞANCI kalp ve damar cerrahisi uzmanıyım.
Pelvik Venöz hastalığı özellikle kadınların gizli hastlaığı olarak da bilinen yumurtalık toplar damarlarının veya karnımızın içerisinde ki rahim,
yumurtalıklar ve idrar torbası gibi organlarımızın kanını toplayan internal iliak ven dediğimiz damarlardaki görünen damarlar sonucunda en çok
ortaya çıkan toplar damar hastalığıdır. Bunun dışında da özellikle halk arasında damar damar üstüne binme gibi bir tablo vardır. Bu tablonun
gerçekleşmiş hali karnımız içerisinde olabilir. Karnımızın içerisinde bulunan çeşitli atar damarların toplar damarlara yapmış olduğu baskı
sonrasında ortaya çıkabilmektedir.
Pelvik hastalığının en önemli belirtileri; kronik pelvik ağrı dediğimiz kasıklarda yerleşim gösteren ve adet dönemlerinden bağımsız üç altı ay
gibi uzun sürelerle devam eden sürekli rahatsızlık oluşturan künt ve rahatsızlık hissi eren bir ağrıdır. Bunun dışında da özellikle cinsel birliktelik
sonrası ortaya çıkan ağrı, genital bölgelerde oluşan varisli damarlar, bacaklarda oluşan normal varislerden dağılımı farklı olan bacak varisleri ve
gövdenin yan tarafında kendini ortaya koyan yan ağrılar şeklinde kendini gösterir.
Pelvik hastalığının en önemli teşhisi bir kere hastayı doğru dinlemek ile başlar çünkü pelvik hastası olan hastalar ağırlıklı olarak bize gelmeden
önce pek çok farklı branşlardan doktorlarla görüşmüş olarak gelirler ve gittikleri bu doktorlardan herhangi bir sonuç alamazlar.
Özellikle kadın doğum uzanmalarının muayenelerinden sonra kadın hastalıklarıyla ilgili olan rahim ve yumurtalık gibi organlarda herhangi
bir patoloji bulunmadığı zaman bu hastalarda ilk akla gelen hastalıklarından biri pelvik olmalıdır. Hastanız size geldiğinde bu şikayetlerini
dinleyip hastanın öyküsünden farklı farklı doktorlardan görüş alıp sonuçsuz muayene öyküsü duyduğunuz zaman muhakkak aklımızda bunun
yer alması gerekir. Bunun sonrasında hastaya yapacağımız fizik muayenesinde bacaklarında anormal dağılım gösteren varislerin varlığı,
genital bölgesinde bulunan varisler, karın muayenesinden özellikle yumurtalık bölgesinde yaptığınız bölgede ağrı olması bizi bu hastalıkla
ilgili şüphe uyandırdıktan sonra hastalarımız birinci basamakta ultrasonografik incelemelere tabi tutulur. Burada gerek karın üzerinden gerek
transvajinal yoluyla yapılan ultrasonografi ile hastalığın durumu ortaya konur. Akabinde yapılan tomografi ya da emar dediğimiz tetkikler
ile yapılan toplar damar grafileri sonrasında hastalığın tanısı netleştirilir.
Pelvik hastalığının komplikasyonları; özellikle hastalığa uzun dönem maruz kalan kişilerde yürümekle, uzun süre ayakta durmakla, oturmakla
ve büyük tuvaleti yapmakla çok şiddetli ağrılar ortaya çıkar ve bu ağrılar hastaların günlük yaşantılarını sürdüremez hala gelmesine sebep olabilir.
Bunun daha iyi formlarında da hastalar özellikle cinsel birliktelik sonrasında çok şiddetli ağrı duydukları için bu insanlar cinsellikten uzaklaşmaya
başlarlar. Bu durumda aile birlikteliğinin bozulmasına ve aile içi mutsuzlukların ortaya çıkmasına yol açabilir. Bu durumda hem sosyal
anlamda hem de psikolojik anlamda hastalarımıza ciddi sorunlar yaşatabilmektedir.
Pelvik hastalığının tedavisi aslında sebep olan durumun ortaya konması ile başlıyor. Eğer yumurtalık toplar damarlarında veya internal iliak ven
dediğimiz rahmin, yumurtalığın ve mesane gibi karın içi organların kanlarını toplayan toplar damarda bir yetmezlikten kaynaklanıyorsa durum
bunların metalik ya da sıvı embolizan ajan dediğimiz çeşitli tıkaçlarla içlerinin doldurulmasıyla yetmezliğin ortadan kaldırılmasıyla tedavinin
yapılmış olur. Ama damarların birbirlerine yapmış olduğu baskılar gibi May-Thurner sendromu ya da Nut-Crucker sendromu dediğimiz iliak
damarların ya da sol böbrek damarının basıya maruz kaldığı hastalarda buralarının hastalığın tedavi edilebilmesi için stentlenmesi gerekir.
Diğer hasta grubu olan kronik Derin Ven Trombozulu hastalarda bu damarlarının tıkanmasına bağlı yumurtalıkların damarları genişlemiş ise
bu sefer yumurtalıkların tedavisinden ziyade tıkalı bulunan iliak damarları yine stentlerle açılarak hasatlığın tedavisi gerçekleştirilebilir.
Eğer işin içine genital bölgelerdeki varislerde iştirak ediyorsa bu genital bölgele varislerinin içine sıvı ya da köpük skleroterapi dediğimiz
yöntemlerle ilaç vererek kurutulması şeklinde tedaviler yapılabilir.
Pelvik hastalığı oldukça yaygın bir hastalıktır. Kadınların gizli hastalığı olarak bilinir. Bunun sebebi de bu hastalarımızın farklı branşlardan
doktorlara gitmesine rağmen tanı alamamıştır. Aslında 18-50 yaş arasındaki kadınlarda % 2 ile $arasında görülebilen sıklığa sahiptir.
Özellikle kronik pelvik hastalık dediğimiz 3 ile 6 ay gibi uzun süren adet dönemlerinden bağımsız kasık bölgelerinde ağrı çeken hastalarımızın
yaklaşık 0 unun altında bu hastalık bulunmaktadır. Özellikle 2 ve üzeri doğum yapmış kadınlarda hastalığın görülme oranı giderek artmaktadır.
Yaklaşık üç kadından birinde görülebilir hale gelmektedir. Yine bunların dışında hiç doğum yapmamış ancak pelvik hastalığı olan kişiler mevcuttur.
Genelde bunların altında yatan faktörler; uzun süre devam eden nefes yogası, nefes tutmayı ve uzun süre ıkınmayı gerektiren faaliyetler, uzun süre
kabızlık çeken hastalar ve ağırlık kaldıran hasatlar bu yumurtalık toplar damarlarında genişlemeler oluşarak hastalığın ortaya çıkmasına sebep olabilir.
Hastalarımızın tedavisine müteakip bir gün sonra bile şikayetleri hızlı bir şekilde azalır. Tedaviler sonrasında özellikle ilk birinci haftada
genellikle yaptığımız işlemin kendisiyle alakalı bir sorunun olup olmadığını ve hastamızın şikayetlerinin gerilip gerilemediğini kontrolünü yaparız.
Daha sonra birinci ayda, üçüncü ayda ve altıncı ayda hastalarımızı kontrole çağırarak şikâyetlerinin durumunu gözden geçiririz.
Burada temel kontrol aracımız fizik muayene ve ultrasonografidir. İhtiyaç duyulan hastalara da gerektiğinde tomografi ve emar gibi yöntemlerle
de kontroller yapılabilir. Herkese sağlıklı ve mutlu günler dileriz.